Tasarım odaklı düşünmeyi ve aşamalarını açıkladığımız yazıda empati kurmanın öneminden bahsetmiştik. Bu aşama aslında tüm çalışmanın beyni diyebiliriz. Tüm fikir oluşum süreci ve yapılan beyin fırtınaları empati süreci sayesinde gerçekleşiyor. Tasarım odaklı düşünebilmeniz için öncelikle tasarladığınız ürünü kullanan insanları daha derinlemesine anlamalı ve iç görü elde etmek için insanlarla empati kurmanız gerekir. Bu sayede onların ihtiyaçlarını, düşüncelerini, duygularını ve motivasyonlarını anlayabilirsiniz. Bu yüzden insanların düşünme biçimleri ve sahip oldukları değerler hakkında bilgi sahibi olabilmek için insanlarla doğrudan ilişki kurmanız gerekir. Bazen bu bilgileri anlamak için daha derin bir bakış açısı gerekebilir. Derin bir bakış açısı ile hiç beklenmedik sonuçlara ulaşabilmek ve görünmeyeni görünür kılmak da mümkün olabilir.
İnsanlara Karşı Empati Kurmak
Tasarım Düşünme sürecinin ilk aşaması (veya modu) olan empati aşaması, kullanıcıların neye ihtiyaç duyduklarına, ne istediklerine, nasıl davrandıklarına ne hissettiklerine ve ne düşündüklerine önem vermek ile başlar. Bu aşamada, kullanıcılar ürünlerle gerçek dünya ortamında etkileşimde bulunurken onlara sunabilecek donelere sahip olabilirsiniz.
Ürünü Kullanmaya Yeni Başlayanların Zihniyetini Anlamak
Örneğin: Oyun oynamaya yeni başlayan bir oyuncu oyunu oynarken neyi seçeceğini nasıl bilir? Yeni başlayanlara yardımcı olmak için oyun kumandasının üzerinde simgelerle temsil tuşlar konulur. Bu yönlendirme uzman olmayanların tuşların ne anlama geldiğini tahmin etmesini kolaylaştırır. Simgeler evrenseldir. Herhangi bir kitleye değil tüm dünyaya hitap edebilir ve dilden bağımsızdır. Kullanıcılarla empati kuracaksak eğer, her zaman oyun oynamaya yeni başlayanların zihniyetini benimsemeye çalışmalıyız. Tasarımcılar veya tasarım düşünürleri olarak gözlem yaparken kendi varsayımlarınızı ve deneyimlerinizi geride bırakmak için her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.
Yaşam deneyimlerimiz, çevremizdeki dünyayı açıklamak ve anlamlandırmak için kullanabileceğimiz varsayımlar yaratır ve bu süreç gözlemlediğimiz insanlarla gerçek anlamda empati kurma becerimizi etkiler. Varsayımlarımızdan tamamen vazgeçmek imkansız olduğundan, sürekli ve bilinçli olarak yeni başlayanların zihniyetini varsaymamız gerektiğini kendimize hatırlatmalıyız. Başkalarının söylediklerini gerçekten dinleyip anlasanız veya biri hakkındaki tüm soruların cevaplarını bilseniz bile kendinize, her şeyi sorgulamanız gerektiğini hatırlatmanız gereklidir.
UX tasarımcılarının çalışmalarına yönelik tutumları; doğal meraktan, sorgulayıcı davranışlardan ve karşılaştıkları her şeyin sürekli eleştirel değerlendirmesi ile alakalıdır. Başarılı bir tasarıma yol açan özellik, kullanıcıların davranışlarını ve ihtiyaçlarını yönlendiren temel faktörleri ve güdüleri aramaktır.
Üç soruyu sorarak- Ne? Nasıl? Neden?- varsayımlardan bağımsız somut gözlemlerden yararlanarak, gözlemlediğimiz eylemleri yönlendiren daha soyut sonuçları görebiliriz.
“Ne” sorusunda, olanların ayrıntılarını (varsayımları değil) kaydederiz. “Nasıl” sorusunda, kişinin yaptığı şeyi nasıl yaptığını analiz ederiz (çok çaba harcıyor mu? Gülümsüyor mu kaşlarını çatıyor mu?). Son olarak “Neden” sorunda da kişinin motivasyonları ve duyguları hakkında tahminler yaparız. Hatta bu motivasyonları daha sonrasında kullanıcılarla yapılacak testlerde senaryo varyasyonu olarak kullanabiliriz.
Görüşmeler
Görüşmeler, kullanıcılarla empati kurma konusunda UX tasarımcısında olması gereken beceri setinin önemli bir parçasıdır. Görüşmeleri gerçek bir empati ile yürütmeyi bilmiyorsanız, yaptığın görüşme bir röportajın ötesine geçmeyecektir.
İşin çoğu görüşmelerden önce gerçekleşir: Ekip üyeleri, kullanıcılara sormak için sorular üretmek ve mülakat soruları etrafında temalar veya konular oluşturmak için beyin fırtınası yaparlar. Böylece görüşmeyi akıcı ve sorunsuz bir şekilde yapabilirler.
Uzman Kullanıcılarla Etkileşim
Uzman kullanıcılar çoğu zaman sayıca azdır, ancak bu onları göz ardı etmeniz ve bunun yerine yalnızca ana kullanıcı kitlesini hedeflemeniz gerektiği anlamına gelmez. Aslında, diğer kullanıcıların göremediği mükemmel bilgiler sağlayabilirler.
Bir yandan da uzman bir kullanıcıyı memnun etmeyi başarabilirseniz, kesinlikle ana kullanıcı kitlenizi mutlu edebilirsiniz. Öte yandan, uzman kullanıcılarla etkileşim kurmanın amacının bu kullanıcılar için çözümler geliştirmek değil, ana akım kullanıcıların görmekte zorlanabilecekleri sorunları çözmek olduğunu bilmek önemlidir.
Gözlemleme
Rakip uygulamalar ya da benzer işleri gözlemlemek, tasarım ekibinin yeni iç görüler geliştirmesine yardımcı olabilir. Bir alanı diğeriyle karşılaştırarak, tasarımcılar akla gelmeyecek farklı çözümler geliştirebilir.
Kullanıcılarımızla empati kurmamızı sağlamak için elimizde birçok yol var. Toplu olarak, bu yöntemler bize kullanıcıların ihtiyaçları, nasıl düşündükleri, hissettikleri ve nasıl davrandıkları hakkında fikir verir. Her yöntem, tasarım ekibinin hedef kullanıcı ve pazar anlayışını geliştirmeye ve kullanıcıların ürünlerinden tam olarak neye ihtiyaç duyduklarını ve ne istediklerini anlamaya yöneliktir. Gözlem yöntemleri yalnızca ham verileri, istatistikleri ve demografik bilgileri toplamamıza olanak sağlamayacak; ayrıca, daha sonra bir çözüm tasarlarken uygulayabileceğimiz iç görüler elde etmemiz için de fırsatlar sunacaktır. Kullanıcılarla empati kurmak, Tasarım Odaklı Düşünme sürecinin önemli bir bileşenidir; Başkalarından öğrenmenin faydalarını görmezden gelmek, Tasarım Düşüncesinin gerçekte ne hakkında olduğunu unutmanıza sebep olabilir.